MADDE BAĞIMLILIĞI

MADDE NEDİR?

Bağımlılık yapan maddeler, insan bedenine dışarıdan alınan doğal veya sentetik ürünlerdir. Kullanıcılarda bedensel, ruhsal, davranışsal ve bilişsel değişikliklere yol açarlar Keyif verici oldukları için kullanılırlar ve kullanan kişi üzerinde yapay bir “ iyi oluş ” hali oluştururlar.

MADDE BAĞIMLILIĞI NEDİR?

Madde kullanan kişilerde madde almak için oldukça güçlü bir istek vardır ve madde alımı kişi tarafından kontrol edilemez. Kişi maddeyi hedeflediğinden daha çok ve daha uzun süre kullanır. Madde kullanımını kendi kendine azaltma ya da kesme çabası çoğu kez başarısızdır.

Aşağıda sıralanan davranışlardan en az üçünü göstermek bizi madde bağımlılığı yönünden tanıya götürür:

1-Tolerans gelişmesi ( Kullanılan madde miktarının zamanla arttırılması)
2-Yoksunluk belirtilerinin oluşması (Kullanılan madde kesildiği zaman ortaya ruhsal ve fiziksel belirtilerin ortaya çıkması)
3-Sık başarısız bırakma girişimlerinin olması
4-Maddeyi sağlamak,kullanmak yada bırakmak için büyük zaman harcamak
5-Madde kullanımı nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması yada tamamen bırakılması
6-Maddenin tasarlandığından daha uzun süre ve yüksek miktarlarda kullanılması
7-Fiziksel yada ruhsal sorunların ortaya çıkmasına yada artmasına rağmen madde kullanımını sürdürmek

BAĞIMLILIK YAPAN MADDELERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ:

Madde alındığında düşünce, duygu ve davranışlarda değişiklikler yapar.
Madde alan kişi kısa sürede gerçeklikten kopar.
Kişi karşı konulması çok zor bir istekle madde arama davranışı içine girer.
Alınan maddenin miktarı giderek artar.
Sosyal ilişkiler maddeyi alacak şekilde ayarlanır.
Maddeyi elde etmek ve kullanmak için giderek daha çok zaman harcanır.
Bu durum kişinin çevresiyle ilişkilerini olumsuz etkiler.

ERGENLERDE MADDE KULLANIMI:

Ergenler maddeyi olumsuz duyguları ile baş edebilmek ve hoşa giden duygular yaşayabilmek için kullanırlar. Ayrıca, ergenlerin pek çoğu madde kullanımından kaçınacak sosyal beceri ve düşünsel gelişim düzeyine de sahip değildirler. Genetik özellikler, depresyon ve okul başarısızlığı gibi bireysel etkenler, aile içi çatışma ve aşırı katı ya da aşırı serbest ebeveyn tutumları gibi ailesel etkenler, arkadaş gruplarının özellikleri, yaşanan çevrenin madde kullanımına karşı tutumu ve maddenin elde edilebilirliği gibi toplumsal etkenler ergenlerin madde kullanması açısından belirleyici olabilmektedirler. Ailenin ergene desteği, güçlü aile bağları ve eğitime devam etme isteği gibi bazı koruyucu etkenler ise ergeni madde kullanımından alıkoyar. Bu etkenler mevcut risk faktörlerinin etkilerini ergenin dayanıklılığını arttırarak ve maddeye maruz kalma olasılığını azaltarak dengeleyebilirler. Tüm bu etkenlerin farkında olmak hekimlere, ergeni madde kullanma riski açısından değerlendirme ve uygun önleme ve müdahale çalışmalarında bulunma şansı yaratır.

Ergenlikte arkadaşların önemi arttığından, madde kullanımı davranışını belirlemede arkadaş grubunun etkisi büyüktür. Arkadaş grubunun etkisi diğer risk etkenlerinden, özellikle ailesel etkenlerden etkilenmektedir. Ergenin ailesi ile kurduğu bağ güçlü ise arkadaş baskısına karşı gelebilir.

Araştırmalarda alkol ve madde kullanımında gelişimsel bir seyir olduğu görülmüş:
1.Ergenler önce sigara ve alkol (bira, şarap) gibi yasal olan maddeleri denemektedirler.
2.Alkol kullanımını esrar , esrarı diğer yasa dışı uyuşturucular takip etmektedir.

Bu süreç cinsiyet ve ergenin içinde bulunduğu kültüre göre farklılıklar gösterebilir.

Deneme süreci içinde ergen, maddenin etkisiyle oluşan duygudurum değişiklerinin farkına varmaktadır.
Düzenli kullanmaya başladığı dönemde aslında bir anlamda duygudurum değişikliğini aramaktadır.
Günlük kullanımda ise, duygudurum değişiklikleri ile uğraşmak tüm zamanını almaktadır.
Bağımlılıkta ise, yoksunluk belirtilerini gidermek ve kendisini sadece normal hissedebilmek amacıyla madde kullanmaktadır.

Ergenin bu evrelerden hangisinde bulunduğunu saptamak uygun önleme ve müdahale uygulamalarının yapılabilmesi açısından yardımcıdır.